ATO BULTEN KASIM 2015 | Page 26

Afrika ülkeleri gerek topluluk oluşturmaları gerekse bireysel cazibeleri nedeniyle önemli birer ticaret üssü durumundalar.” Türkiye’nin son 10 yılda Kuzey Afrika ülkelerine düzenli olarak artan ihracatının, Arap Baharı’nın ilk başta yarattığı olumlu havanın kaybolmasıyla azalma eğilimine girdiğini dile getiren Bezci, “2015’in ilk altı ayında bölgeye yönelik ihracat rakamları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 20 düşüş göstermiştir. Kuzey Afrika’daki siyasi istikrarsızlığın yakın dönemde düzelmesi bek- 24 atobülten kasım 2015 lenmediğinden Afrika kıtası ile ticaret hacmini korumak ve artırmak için Sahra Altı Afrika’ya yönelik ihracatımızı artırmak, eskisinden daha büyük önem taşımaktadır” değerlendirmesinde bulundu.  Bezci, Türkiye’nin Afrika’ya ihraç ettiği başlıca ürünlerin demir çelik ve ürünleri, makine, kazan, madeni yağlar, motorlu taşıtlar ile elektrik kabloları olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Bu ürünlerde ana rakiplerimiz Çin, Güney Afrika ve Hindistan ağırlıklı olmak üzere BRICS ülkeleri ve Fransa, İtalya, Al- manya başta olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkeleridir. Bu gelişmeler, önümüzdeki dönemde Afrika’da rekabetin daha da zorlaşacağını, önlem alınmazsa gümrük, lojistik ve bankacılık maliyetlerinden ötürü zor koşullarda mücadele eden ihracatçılarımızı daha da zor günlerin beklediğini göstermektedir. AB; Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu, Doğu Afrika Topluluğu ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu ile ekonomik ortaklık anlaşmaları müzakerelerini tamamladı. Bu müzakerelerin sonucu olarak, 28 ülke artık kendi pazarlarının yaklaşık yüzde 75’ini, 20 yıllık bir süre zarfında aşamalı olarak gümrüksüz ve kotasız AB ürünlerine açmak zorunda. Bu durum ister istemez Türkiye’ye yansıyacaktır. Çünkü bugüne kadar Afrika pazarında Türk ürünleri ‘Avrupa kalitesinde, Asya’dan ucuz’ olarak tanımlanmaktaydı. Yüksek lojistik ve bankacılık maliyetleriyle Afrika pazarına giren Türk ürünlerinin bu pazara gümrüksüz ve kotasız girecek Avrupa mallarıyla nasıl rekabet edeceğinin düşünülmesi gerekiyor. Rekabetin bu şekilde kızıştığı Afrika kıtasındaki ülkelerle mevcut ticari ilişkilerimizi korumak ve artırmak istiyorsak kıtaya yönelik çok taraflı angajmanları yakından takip etmemiz, rekabet gücümüzü azaltan gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılmasına ilişkin girişimlere ağırlık vermemiz gerekiyor.”