A-2343-Perspective30-IC-email | Page 8

1967’de Arnold Layne single’ı ile müzik dünyasına heybetli bir giriş yaptı. Şöhrete uzanan basamakların tırmanılması da pek vakit almadı, zira 1970’de çıkan “Atom Heart Mother” albümü orkestrayla kaydedilen 23 dakikalık aynı isimli ilk şarkısıyla o dönemin en çok satan albümü olmuştu. Grup üyeleri daha sonra bu albümü beğenmemiş olsalar bile deneyselliği, ses efektleriyle Pink Floyd ile bütünleşecek elementlerin bulunduğu ilk albüm olmuştu. 7 Albümün ismiyle ilgili soru soran gazetecilere grup üyelerinden Nick Mason şöyle cevap veriyordu: “Her şey atomik bir kalp makinesiyle hayata fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6 “Her şey atomik bir kalp makinesiyle hayata bağlanmış hamile bir kadının gazete manşetine çıkmasıyla başladı. Dünyanın annesini ya da dünyanın kalbini düşünmek istiyorsan ineklerle başlık arasındaki bağlantıyı da görürsün.” bağlanmış hamile bir kadının gazete manşetine çıkmasıyla başladı. Dünyanın annesini ya da dünyanın kalbini düşünmek istiyorsan ineklerle başlık arasındaki bağlantıyı da görürsün.” Grubun 8. albümü “The Dark Side Of The Moon” (1973) her anlamda bir dönüm noktası oldu. Syd Barrett’ın mental stabilitesini kaybetmesi üzerine gruptan ayrılışı ve ye- Kaynak ▶ www.en.wikipedia.org rine David Gilmour’ın alınması grubun müzikal stilini yeni baştan yarattı. “The Dark Side Of The Moon’u müteakiben piyasaya sürülen albümlerde bu stil değişikliği barizdir. Akıllara durgunluk veren bir başarı yakalayarak dünyada en çok satılan ikinci albüm olan “The Dark Side Of The Moon”, isminde görüldüğünün aksine astronomik bir anlamdan ziyade, bireyin psik