A-2343-Perspective30-IC-email | Page 27

Spor, ne yazık ki insanlar tarafından unutulmuştur. azından ben öyle biliyordum. Geldiğimiz şu anki noktada (ki duygusal boyuta hiç değinmiyorum) spor, kendi endüstrisini yaratmış, keyif zevk gibi faktörler geride kalmış, aynı bir makine gibi çarkları ve çıkarları oluşmuş durumda. Elbette bu çarklar her sektörde olduğu gibi bilindik ‘bazı insanlar’ tarafından tutulmuş. Bir zamanlar ağabey diye anılan kulüp başkanları yerlerini takımındaki oyuncuları sayamaz halde olan şirket yöneticilerine bırakmış, bu yeni nesil başkanlar ise antrenmanlara uğrayıp hal hatır sorma âdetini telefonlara çıkmama alışkanlığı ile değiştirmiş vaziyette. Ülkemize bakacak olursak çok daha farklı bir sorun ile karşılaşıyoruz. Örnekle açıklayacak olursak futbol adeta siyasetle ayrılmaz bir bütün olmuş halde, yine bu yeni nesil kulüp başkanları seçildikten hemen sonra ilk iş olarak yetkilileri ziyaret etmeyi görev edinmiş gibiler. Dünyadan farklı olarak böyle bir soruna sahip olmamız garip olmakla beraber futbolumuz ve sporumuz için de bir hayli üzücü. Son zamanlarda dünya genelinde moda haline gelmiş gibi futbol takımı satın alan petrol zenginleri görüyoruz. Bazı takımlar ise sanki bir şirketmiş gibi halka arz ediliyor buna bir de bahis siteleri eklenince bir zamanlar tutku sevgi gibi sözcüklerle anılan takımlar maddi anlamda güçlü güçsüz herkes için bir yatırım aracı haline geliyor. Peki bunun ne gibi sonuçları oluyor. İlk olarak göze çarpan trajik bir sorun var: İnsanların dikkatini çok fazla alıkoyduğu için düşünme mekanizmalarını ele geçiriyor ve buna dâhil olan sevgi faktörü de bu yüksek ücretleri, oyuncu bonservislerine biçilen mantıksız paraları garipsememeye, sorgulamamaya başlıyor. Hal böyle olunca en başta verdiğim sayılar yalnızca ‘sayı’ olarak kalıyor ve Tiger Woods bir yıl içerisinde 80 milyon dolar kazanıyor. İkinci sorunumuz ise biraz daha duygusal. Hikâyeleri ile büyüdüğümüz parayı elinin tersiyle iten, boş sözleşmeye imza atan Metin Oktay gibi isimlerin nesli tükendi tükenecek, onların yerine gelen isimler ise bir gün önce el sıkışıp bir gün sonra parayı gerekçe göstererek ezeli rakiplere imza atan cinslerden. Yenilgiye üzülmeyen, taraftarı küçümseyen, üzerindeki renkleri araç olarak gören ve onlara saygı duymayan bir sporcu topluluğu gün geçtikçe sayısını arttırıyor. Sonuç olarak bugün geldiğimiz noktada, para ve insanoğlunun buluşması bir kez daha görmeye alışkın olduğumuz sonuçları doğurmuş ve tüm öncelikleri eline geçirmiştir. Derbi maçları öncesi takımının formasıyla uyuyan dünün çocukları büyümüş, sevgilerini borsada takımlarının hisselerini satın alarak göstermeye başlamışlardır. Spor, başarısız sektörlerde sık sık gördüğümüz gibi, yaptığı işin temelini bilmeyen insanlar tarafından yönetilmeye başlanmış (özellikle ülkemizdeki futbol) ve sporun, hayatın içinde bizim de yaptığımız gibi, neden başladığı, asıl amacının en başında ne olduğu, hangi duygularla bize kendini sevdirdiği bugünlere gelememiş, ne yazık ki insanlar tarafından unutulmuştur. ◼ 26 fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6 Allende’ın konuşm