Sahaf
Ceren Köker
[email protected]
Gıde’in
Satırlarında
Chopın
“Sanat, sanatı çeker.” Üç kelimelik teorimin örneklemi olan André Gide ve Frédéric Chopin
arasındaki benzersiz bağı açıklayarak sizlere yeni bir pencere açabileceğim umudundayım.
Daha ince sanat var mıdır
bu yavaşlıktan?
Paul Valéry
İ
nüstü bir güzellikle karşılaştığında,
olağanüstü heyecan duyar.
nsanı en çok ne etkiler? İnsanı
etkileyen şeyler kişiden kişiye
değişebilir ama güzellik, bütün
insanları etkiler. Güzellik; uyum, ölçü ve dengenin birleşimiyle kendini
var eder. Haliyle edebiyat da güzelliğe karşı koyamaz. Edebiyat; olağa-
15
Nobel ödüllü yazar André Gide, aynı zamanda sıkı bir müzik tutkunudur, piyano çalar. Ünlü yazarın
Frédéric Chopin’e duyduğu heyecan, edebiyatının üstünde büyük bir
etki bırakmış ve ortaya edebiyatın
müzikle ne kadar içli dışlı olabileceğini kanıtlayan bir analiz çıkmış.
“Chopin Üzerine Notlar” başlıklı bu
çalışması önce Revue Musicale’in Aralık 1931 sayısında, ardından
1938’de Revue Internationale de
Musique’de yayımlanır. Kitap olaraksa ölümünden iki yıl önce,
1949’da basılır. Bestecinin doğumunun 200. yılı olan 2010’da Avrupa
kültür başkentlerinde Chopin Yılı olarak kutlanırken Can Yayınları, çok
sıkça karşılaşmadığımız özgünlüğe
sahip bu eseri dilimize kazandırarak
bir çok müzik ve sanatseveri mutlu
etti. Ayrıca İdil Biret’ten bir önsöz ve
bazı kayıtlarından özel bir CD de iliştirilmiş bu kitabın içine. Önsöz,
bir önsöz olmaktan çok André
Gide’in kritiği niteliğini taşıyor. Yani
kitabın içinde Chopin, Chopin’in
Kitabın içinde Chopin,
Chopin’in müziği, Chopin
müziğinin ve icracılarının
kritiği ile bu kritiğin kritiği
var.
fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6
Kaynak ▶ André Gide – Günlük ▎ http://tr.wikipedia.org
müziği, Chopin müziğinin ve icracılarının kritiği ile bu kritiğin kritiği
var. 88 sayfalık bir kitap için oldukça yoğun anlayacağınız.
Fransız doğa bilimcisi, matematikçi
ve düşünür George-Louis de Buffon
1753’te, Fransız Akademisi’nde yaptığı bir konuşmada: “Bir insanın üslübu kişiliğini yansıtır.” der. Gerçekten de bir insanın seçtiği sözcüklere,
vurgusuna tümce kurma, duygularını ve düşüncelerini iletme biçimine
bakılarak kişiliğine ulaşılabilir. Aynı
şey müzik için de geçerlidir. Piyanosunun başında Chopin sanki hep
doğaçlama yapar gibiydi diye anlatılırmış; başka bir deyişle, sürekli olarak zihnindeki bir düşünceyi arar,
yaratır, biraz biraz keşfeder gibiymiş. André Gide’in, Chopin’de bulduğu heyecan, aslında bir tür heyecansızlığın heyecanıdır; heyecanı,
müziğinin içinde ‘hafifçe ve incelikle’ eriten bir çekingenliğe sahiptir.
Kendi sözleriyle: “Chopin önerir,
varsayar, sezdirir, sevdirir, inandırır;
hiçbir zaman kesinlemez, kestirip
atmaz.”
Madem iki sanat dalını birbiri içinde erittim, şiirden de bahsetmekte
bir zarar yok diye düşündüğünü
tahmin ettiğim yazar, bu olağanüstü kompozitörün müzik akışında,
bir başka olağanüstü sanatçının,
Baudelaire’in şiir akışıyla çok ince
ve
“Cho
müz
içins
nim
ötür
her
meli
abar
ler a
ğim,
surla
çan
ri a
lund
Kita
icra
den
X\