A-2343-Perspective30-IC-email | Page 16

Sahaf Ceren Köker [email protected] Gıde’in Satırlarında Chopın “Sanat, sanatı çeker.” Üç kelimelik teorimin örneklemi olan André Gide ve Frédéric Chopin arasındaki benzersiz bağı açıklayarak sizlere yeni bir pencere açabileceğim umudundayım. Daha ince sanat var mıdır bu yavaşlıktan? Paul Valéry İ nüstü bir güzellikle karşılaştığında, olağanüstü heyecan duyar. nsanı en çok ne etkiler? İnsanı etkileyen şeyler kişiden kişiye değişebilir ama güzellik, bütün insanları etkiler. Güzellik; uyum, ölçü ve dengenin birleşimiyle kendini var eder. Haliyle edebiyat da güzelliğe karşı koyamaz. Edebiyat; olağa- 15 Nobel ödüllü yazar André Gide, aynı zamanda sıkı bir müzik tutkunudur, piyano çalar. Ünlü yazarın Frédéric Chopin’e duyduğu heyecan, edebiyatının üstünde büyük bir etki bırakmış ve ortaya edebiyatın müzikle ne kadar içli dışlı olabileceğini kanıtlayan bir analiz çıkmış. “Chopin Üzerine Notlar” başlıklı bu çalışması önce Revue Musicale’in Aralık 1931 sayısında, ardından 1938’de Revue Internationale de Musique’de yayımlanır. Kitap olaraksa ölümünden iki yıl önce, 1949’da basılır. Bestecinin doğumunun 200. yılı olan 2010’da Avrupa kültür başkentlerinde Chopin Yılı olarak kutlanırken Can Yayınları, çok sıkça karşılaşmadığımız özgünlüğe sahip bu eseri dilimize kazandırarak bir çok müzik ve sanatseveri mutlu etti. Ayrıca İdil Biret’ten bir önsöz ve bazı kayıtlarından özel bir CD de iliştirilmiş bu kitabın içine. Önsöz, bir önsöz olmaktan çok André Gide’in kritiği niteliğini taşıyor. Yani kitabın içinde Chopin, Chopin’in Kitabın içinde Chopin, Chopin’in müziği, Chopin müziğinin ve icracılarının kritiği ile bu kritiğin kritiği var. fenêtre • Kış • 2015 • Sayı 6 Kaynak ▶ André Gide – Günlük ▎ http://tr.wikipedia.org müziği, Chopin müziğinin ve icracılarının kritiği ile bu kritiğin kritiği var. 88 sayfalık bir kitap için oldukça yoğun anlayacağınız. Fransız doğa bilimcisi, matematikçi ve düşünür George-Louis de Buffon 1753’te, Fransız Akademisi’nde yaptığı bir konuşmada: “Bir insanın üslübu kişiliğini yansıtır.” der. Gerçekten de bir insanın seçtiği sözcüklere, vurgusuna tümce kurma, duygularını ve düşüncelerini iletme biçimine bakılarak kişiliğine ulaşılabilir. Aynı şey müzik için de geçerlidir. Piyanosunun başında Chopin sanki hep doğaçlama yapar gibiydi diye anlatılırmış; başka bir deyişle, sürekli olarak zihnindeki bir düşünceyi arar, yaratır, biraz biraz keşfeder gibiymiş. André Gide’in, Chopin’de bulduğu heyecan, aslında bir tür heyecansızlığın heyecanıdır; heyecanı, müziğinin içinde ‘hafifçe ve incelikle’ eriten bir çekingenliğe sahiptir. Kendi sözleriyle: “Chopin önerir, varsayar, sezdirir, sevdirir, inandırır; hiçbir zaman kesinlemez, kestirip atmaz.” Madem iki sanat dalını birbiri içinde erittim, şiirden de bahsetmekte bir zarar yok diye düşündüğünü tahmin ettiğim yazar, bu olağanüstü kompozitörün müzik akışında, bir başka olağanüstü sanatçının, Baudelaire’in şiir akışıyla çok ince ve “Cho müz içins nim ötür her meli abar ler a ğim, surla çan ri a lund Kita icra den X\œ