A-2343-Perspective30-IC-email | Page 6

Seyyah Öykü Eke [email protected] Bir Andersen Masalı: Danimarka Yönümüzü kuzeye çevirelim, İskandinavya’ya doğru. Rotamız, kuzey coğrafyasının en küçük yüz ölçümlü, en az nüfuslu ve en sıcakkanlı kuzey insanlarına sahip olan ülkesi Danimarka! Y önümüzü kuzeye çevirelim, İskandinavya’ya doğru. Rotamız, kuzey coğrafyasının en küçük yüz ölçümlü, en az nüfuslu ve en sıcakkanlı kuzey insanlarına sahip olan ülkesi Danimarka! Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına yemyeşil bir coğrayfa burası. Şehir merkezlerinde içinde küçük bir göl bulunan, bisiklet ve yürüyüş yoluna sahip olan, ağaçlarla çevrili parklar bulunuyor. Şehirden uzaklaşıldıkça karşımıza ucu bucağı gözükmeyen tarlalar çıkıyor. Kimisi mayıs ayında sapsarı çiçek açan, kimisi ise Noel zamanı satabilmek için yıl boyu Noel ağaçları dikili olan tarlalar. Tarlaların hüküm sürdüğü bu şehir merkezinden uzak yerlerde birbirinden güzel çiftlik evleri bulunuyor; bir ya da iki katlı, ahşaptan, dışarıda geniş bir avlusu bulunan ve atlar için geniş bir ahıra sahip olan çiftlik evleri. 5 2 Ülkeye hâkim olan bu güzel yeşilliği iklime borçlular biraz da. Her mevsim yağmur var burada. Hava durumlarına da pek güven olmuyor ne yazık ki çünkü gün içinde rahatlıkla dört mevsimi yaşayabilirsiniz. Aynı gün içerisinde kar, yağmur, dolu ve güneş görüldüğü bile rivayet ediliyor. Ekim sonuna doğru başlayan kar kimi zaman nisan ortasına kadar yerde kalabiliyor. Deniz etkisi de görüldüğü için sıcaklık diğer İskandinav ülkeleriyle kıyaslanınca çok daha yüksek. Fakat rüzgar her şeyin dengesiyle oynuyor ve kışın hayatı oldukça olumfenêtre • Yaz • 2014 • Sayı 5 Hygge. Bu kelimeyi kabaca şöyle açıklayabiliriz: Genellikle, sevilen insanlarla rahatlatıcı bir ortamda vakit geçirmekten keyif alma. suz etkiliyor. Sonbahar ve kış arasındaki belirsiz geçiş ilkbahar ve yaz arasında da var. Temmuz, ağustos ayları sıcaklığın en yüksek olduğu zamanlar. Danimarkalılar için 20 dereceyi görmek demek, zorlu geçen yaklaşık 6 aylık bir kışın ardından tenin tekrar güneşle buluşması, kumsal-deniz sezonunun açılması demek. Güneşin kendini göstermesiyle, gündüz süresinin uzamasıyla kuzey insanı da neşeleniyor haliyle. Hatta geçirdikleri güzel zamanları, herhangi bir dile çevirmesi oldukça zor olan şu kelimeyle ifade ediyorlar: Hygge. Bu kelimeyi kabaca şöyle açıklayabiliriz: Genellikle, sevilen insanlarla rahatlatıcı bir ortamda vakit geçirmekten keyif alma. Fakat orada yaşanmadan, o duyguyu tatmadan tam olarak anlaşılamayacak bir ifade bu. 2013’ün istatistiklerine göre dünyanın en mutlu insanları çıkan Danimarkalılar, hayattan keyif almasını tam anlamıyla bilen insanlar. Akşam yemeklerini özenle hazırlayıp masada mum yakmayı ihmal etmeyen, her hafta mutlaka bir kültürel etkinliğe giden, sık sık seyahat eden insanlar Danimarkalılar. Mutluluk oranın bu kadar yüksek olmasının bir başka sebebi ise ülkede neredeyse bir sorunun olmaması… Sabah, geleneksel peynirlerin ve tereyağının ağırlıkta olduğu kahvaltılarını ederken izledikleri haberlerde her şeyin olumlu olması, haber kanallarındaki insanların yüzlerinin hep gülüyor olması haliyle izleyenleri de pozitif insanlara dönüştürüyor. Gelir düzeyi- nin adaletli dağılımı olduğu, haklarının güvence altında olduğu bilinci olan, insan ilişkilerinin temel koşulunun saygı olduğu bir toplumda ne kadar mutsuz kalınabilinir ki? ‘Soğuk memleketlerin soğuk insanları’ şeklinde atılan çamura inat yüzlerinden gülümsemeleri, ağızlarından ‘Günaydın-İyi Akşamlar’ eksik olmayan insanlar Danlar. Doğayı ve karmaşayı içinde bulunduran başkentten bahsetmek gerek biraz da, Kopenhag’dan. Tren istasyonuna vardığınız gibi şehrin karmaşasında bulursunuz kendinizi. Fakat Danimarka’daki her karmaşanın, bir düzen barındırdığını da belirtmek gerekir. Hava nasıl olursa olsun oldukça yoğun bir bisiklet trafiği var Kopenhag’da her zaman. Şehrin etrafını saran bisiklet yolları sayesinde istediğiniz her yere bisikletinizle rahatlıkla kısa sürede ulaşabilirsiniz. Araba geçişinin yasak olduğu, sağlı soğlu dükkânların bulunduğu Strøgade caddesi şehrin en hareketli yeri. Birçok sokak müzisyenin hünerlerini sergilediği bu cadde, kışın No- el süslemeleriyle ve dağıtılan sıcak şaraplarıyla şehrin, gezilmesi en keyifli yeri haline geliyor. Doğru tabelaları takip ederseniz yol sizi benim favorim olan yere çıkarıyor: Nyhavn. Türkçesi “yeni liman” anlamına gelen Andersen’in seyahatnamesine yazdığı şu satır aklınıza gelsin: “Yaşamak, seyahat etmektir.” bu küçük limanda sizi bu güzel şehirde bir kanal turuna davet eden küçük tekneler bekliyor. Yaklaşık bir buçuk saat süren kanal turuyla şehrin çok daha ayrıntısıyla keşfedebilirsiniz. Akşam ise günün yorgunluğu- nu, belki de Kopenhag’ın en keyifli yerinde atabilirsiniz: Tivoli Eğlence Parkı’nda! Olağanüstü ışıklandırması sebebiyle akşam gidilmesini önerdiğim harika bir lunapark-eğlence merkezi burası. Yer yer caz konserlerine, dans gösterilerine ev sahipliği yapan bir sahneye, herkesin söz ettiği rollercoastera ve daha birçok heyecan verici etkinliğe sahip olan Tivoli, kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Son olarak, doğduğu yer olan Danimarka’yı masallarına konu eden, bu ülkeyi masallaştıran kişi olan H. C. Andersen’i anmak istiyorum. 19. Yüzyılda başlattığı masal serüveni bugün kitaplıklarımızda yer alan Andersen Masalları kitaplarıyla hala devam ediyor. Danimarkalıların ona olan minnetini her yerde karşınıza çıkan Andersen heykellerinden anlayabilirsiniz. Ve bir gün sırt çantanızla beraber yolunuz Danimarka’ya düşerse, aynı zamanda bir gezgin olan Andersen’in seyahatnamesine yazdığı şu satır aklınıza gelsin: “Yaşamak, seyahat etmektir.” ◼ fenêtre • Yaz • 2014 • Sayı 5 6 3