Sahaf
Şevval Yürüten
[email protected]
Grace, Anılar
‘The September Issue’, Vogue’un eylül sayısını anlatan meşhur belgesel sayesinde
herkesin dikkatini çeken Vogue’un kreatif direktörü Grace Coddington, gördüğü
ilgiden sonra kitap çıkarmaya karar veriyor ve ikonlaşmış saç modeline sahip
(kabarık, turuncu saçlar) moda gurusu, anılarını anlatıyor.
‘T
he
September
Issue’,
Vogue’un eylül sayısını anlatan meşhur belgesel sayesinde herkesin dikkatini çeken
Vogue’un kreatif direktörü Grace
Coddington, gördüğü ilgiden sonra
kitap çıkarmaya karar veriyor ve ikonlaşmış saç modeline sahip (kabarık, turuncu saçlar) moda gurusu,
anılarını anlatıyor. Normalde kitap
okumayı sevmeyen birinin bile kolaylıkla ve büyük zevk alarak okuyabileceği bu kitabı şiddetle tavsiye
ediyorum.
21
sında doğan Grace’in hayatında hep
Vogue vardı. Gençlik yıllarında her
Gençlik yıllarında her ay sadece Vogue almak için kasabadan çıkardı. Çekimlere ve kıyafetlere âşık olan Grace, kendini keşfetmişti diyebiliriz.
Grace’in anılarını okurken, adeta onunla sohbet ediyor gibi hissedeceksiniz. Anlatmaya en baştan başlayan Grace, her detayı (Mick Jagger
ile az kalsın öpüşeceği anı bile) anlatmaktan hiç çekinmiyor.
O zaman biraz daha ayrıntıya girelim. Kitap Grace’in modellik fotoğrafları ve kendi çizimleriyle dolu.
İrlanda’nın küçük bir sahil kasabafenêtre • Yaz • 2014 • Sayı 5
Kaynak ▶ Grace, Anılar
ay sadece Vogue almak için kasabadan çıkardı. Çekimlere ve kıyafetlere âşık olan Grace, kendini keşfetmişti diyebiliriz.
zel hayatını anlatmaktan hiç çekinmiyor olması. Sevgililerini, evliliklerini ve çocukları gibi gördüğü kedilerini sanki sohbet edermişçesine
anlatıyor. Kısaca garantisini verebilirim ki, bu kitabı okurken sadece
Grace’in bir moda gurusu olmasını
değil, aynı zamanda bir kadın ve bir
insan olarak birçoğumuzun yaşamda karşılaştığı karmaşık ve insana özel durum ve duygularla, Grace’in
vizyonundan yüzleşiyoruz.
Grace moda üzerine kurulu
hayatını anlatırken, bir taraftan da dönemleri, trendleri, kişileri anlatıyor kitapta. Bir de
okuyucusuna yaşattığı en keyifli yanlarından biri, Grace’in
özel hayatını anlatmaktan hiç
çekinmiyor olması.
dim dostu Anna Wintour’a ayırıyor.
Bu bölümde Anna ile yaşadıklarını
ve başlarından geçen garip olaylar
silsilesini mizahi üslubuyla ve tüm
gerçekliğiyle anlatmaya başlıyor. Bu
bölümü okuduktan sonra Buzlar
Kraliçesi Anna’ ya olan bakış açınızın değişeceğinden emin olabilirsiniz.
Hikayenin en heyecanlı bölümüne,
kısa bir ipucu olarak Grace’in İngiliz
Vogue’dan ayrıldığı bölüm diyebiliriz; Grace ilk olarak meşhur fotoğrafçı Bruce Weber’ı sonra da şuanki
sevgilisi Didier’i anlatmaya başlıyor.
Dostluk demişken; Grace’in eski ve
Sonra, beklenen an geliyor: Grace
kalbimin olduğu yere, New York’a
taşınıyor sonunda. Ama onu hemen
Vogue’da göremiyoruz. Calvin
Klein’ın tasarım direktörü oluyor.
Amerika’da işlerin İngiltere’ye göre
daha farklı yürüdüğünü Calvin
Klein’da anlıyor