A-2343-Perspective30-IC-email | Page 14

Sahaf Şevval Yürüten [email protected] Grace, Anılar ‘The September Issue’, Vogue’un eylül sayısını anlatan meşhur belgesel sayesinde herkesin dikkatini çeken Vogue’un kreatif direktörü Grace Coddington, gördüğü ilgiden sonra kitap çıkarmaya karar veriyor ve ikonlaşmış saç modeline sahip (kabarık, turuncu saçlar) moda gurusu, anılarını anlatıyor. ‘T he September Issue’, Vogue’un eylül sayısını anlatan meşhur belgesel sayesinde herkesin dikkatini çeken Vogue’un kreatif direktörü Grace Coddington, gördüğü ilgiden sonra kitap çıkarmaya karar veriyor ve ikonlaşmış saç modeline sahip (kabarık, turuncu saçlar) moda gurusu, anılarını anlatıyor. Normalde kitap okumayı sevmeyen birinin bile kolaylıkla ve büyük zevk alarak okuyabileceği bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum. 21 sında doğan Grace’in hayatında hep Vogue vardı. Gençlik yıllarında her Gençlik yıllarında her ay sadece Vogue almak için kasabadan çıkardı. Çekimlere ve kıyafetlere âşık olan Grace, kendini keşfetmişti diyebiliriz. Grace’in anılarını okurken, adeta onunla sohbet ediyor gibi hissedeceksiniz. Anlatmaya en baştan başlayan Grace, her detayı (Mick Jagger ile az kalsın öpüşeceği anı bile) anlatmaktan hiç çekinmiyor. O zaman biraz daha ayrıntıya girelim. Kitap Grace’in modellik fotoğrafları ve kendi çizimleriyle dolu. İrlanda’nın küçük bir sahil kasabafenêtre • Yaz • 2014 • Sayı 5 Kaynak ▶ Grace, Anılar ay sadece Vogue almak için kasabadan çıkardı. Çekimlere ve kıyafetlere âşık olan Grace, kendini keşfetmişti diyebiliriz. zel hayatını anlatmaktan hiç çekinmiyor olması. Sevgililerini, evliliklerini ve çocukları gibi gördüğü kedilerini sanki sohbet edermişçesine anlatıyor. Kısaca garantisini verebilirim ki, bu kitabı okurken sadece Grace’in bir moda gurusu olmasını değil, aynı zamanda bir kadın ve bir insan olarak birçoğumuzun yaşamda karşılaştığı karmaşık ve insana özel durum ve duygularla, Grace’in vizyonundan yüzleşiyoruz. Grace moda üzerine kurulu hayatını anlatırken, bir taraftan da dönemleri, trendleri, kişileri anlatıyor kitapta. Bir de okuyucusuna yaşattığı en keyifli yanlarından biri, Grace’in özel hayatını anlatmaktan hiç çekinmiyor olması. dim dostu Anna Wintour’a ayırıyor. Bu bölümde Anna ile yaşadıklarını ve başlarından geçen garip olaylar silsilesini mizahi üslubuyla ve tüm gerçekliğiyle anlatmaya başlıyor. Bu bölümü okuduktan sonra Buzlar Kraliçesi Anna’ ya olan bakış açınızın değişeceğinden emin olabilirsiniz. Hikayenin en heyecanlı bölümüne, kısa bir ipucu olarak Grace’in İngiliz Vogue’dan ayrıldığı bölüm diyebiliriz; Grace ilk olarak meşhur fotoğrafçı Bruce Weber’ı sonra da şuanki sevgilisi Didier’i anlatmaya başlıyor. Dostluk demişken; Grace’in eski ve Sonra, beklenen an geliyor: Grace kalbimin olduğu yere, New York’a taşınıyor sonunda. Ama onu hemen Vogue’da göremiyoruz. Calvin Klein’ın tasarım direktörü oluyor. Amerika’da işlerin İngiltere’ye göre daha farklı yürüdüğünü Calvin Klein’da anlıyor