A-2343-Perspective30-IC-email | Page 88

Hanedanı’ndan sonra gelen 5. George döneminin yazarları ilk dönem “viktoryen” yazarların eserleriyle dalga geçmeyi pek severler. Bu dönemden hiç hoşlanmayan Virginia Woolf’un çevresinden olan Lytton Strachey’nin “Eminent Victorians” isimli kitabı buna bir örnektir. Victoria Devri; kilise-bilim, inançrasyonalite, zengin-fakir, üretkenlikinsanî değerler, ahlak-fuhuş gibi meydana getirdiği çatışmalarla son derece girift, ironik ve absürt sosyo-kültürel yapılanmalara ev sahipliği yapan bir dönem olmuştu. Mevzubahis çatışmalar elbette bu kavramlarla sınırlı değildi. Waterloo Zaferi şanlı İngiliz tarihinde bir yıldız gibi parlıyor olsa da, savaş İngiltere’ye külfetli bir bedel ödetmişti. Yönetim de çareyi halka ağır vergiler yüklemekte bulmuştu. Böylelikle aristokratlar abartılı bir zenginlik içinde süzülüyorken, sıradan halk açlıktan sürünüyordu. 1840’larda geçen bu dönem daha sonra “Hungry Forties” olarak adlandırıldı. 88 Kadına ve cinselliğe yüklenen saptırılmış anlam ve kasten yaratılan çarpık bağlam, Victoria Devri’nin incelenmesini daha ilgi çekici hale getiriyordu. Öyle ki, Victoria Devri’nde her türlü seksüel güdüyü, duyguyu ve aktiviteyi dizginlemek temel eğilimdi. Lanse edilen ideal kadın “cinsel dürtüleri olmayan” kadındı. Öte yandan erkekler, kendilerine cinselliği çağrıştıran bir kavram olduğunda uyarılan varlıklar olarak addediliyorlardı. Algısal cinselliği önlemek adına hayvanat bahçelerindeki hayvanlara pantolon giydirilir ve erkeklerin hayvanların cinsel organlarını görerek kendilerinde de ondan bir tane olduğunun farkına varmalarının, ya da bunu hatırlamalarının önüne geçilmeye çalışılırdı. Altında vücut yokmuş gibi gösteren, son derece ağır ve katlı kıyafetler de dönemin vazgeçilmezlerindedi. Kalp kesimli dekolte yakalar ve kabarık kollar, elbiselerin eteklerinin ön kısmının düz,  arka ve yan kısımlarının hareketli oluşu dönemi anlatan “Victoria elbiseleri” olarak biliniyordu, zira kadınsallık asla göz önünde tutulmamalıydı. Tavuk yerken göğüs kelimesine “breast” değil “bosom” denirken, bacak için de “leg” kelimesi yerine “limb” sözcüğü kullanılırdı. İncil’de, ve hatta William Shakespeare’in eserlerinde bile erotik çağrışım yapan dizeler ya çıkarıldı, ya da bu eserler değiştirilerek yeniden basıldı. Buna benzer bütün uygulamaların fiyasko ve rezalete çanak açması hiç şaşırtıcı değildi: Bastırılan cinsellik çocuk pornosunda, tecavüzde, cinsel hastalıklarda, fuhuşta akıllara durgunluk veren bir artışla sonuçlandı. Bu tip olaylar da kadınların aleyhine sonuçlar doğurdu. Şöyle ki, bir erkek zina durumunda eşini boşarken, kadının boşaması için zinanın yanında şiddet şartı da aranmıştır. Hatta dönemde, hayat kadınlarını öldüren isim yapmış seri katiller bile mev- “İngiltere’yi İngiltere yapan, İngiliz kültürünü ve siyaset anlayışını belirlemede en büyük önemi taşıyan dönemdir Victoria Devri, ve tümüyle bir evrim, bir metamorfozdur.” cuttur. Buna karşın yazarların pek çoğu kadınların suçlu olmadığını, mağdur olduğunu savunmuştur. Bu ve benzeri olaylara tepki olarak da feminist akım güçlenmiştir. Bu bağlamda, bugün dünyanın farklı coğrafyalarında bu devri hatırlatan uygulamalar olsa da enteresan olan, bir devrin süpergücünde böyle bir zihniyetin yeşermiş olmasıdır. Bitirirken Charles Dickens’ın ve George Orwell’in sıklıkla üzerinde durdukları noktayı hatırlatmakta fayda var: “18. Yüzyıl’da batı uygarlığının en önemli şehri Paris idi; 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısına doğru da iki milyon nüfustan Kraliçe Victoria’nın ölümüne kadar altı buçuk milyonluk nüfusa erişen Londra.” 1837’den 1901’e kadar süren uzun hanedanı boyunca Kraliçe Victoria bir döneme adını vermiş ve bu adın ardından da “viktoryen” denilen sıfatı doğurmuştur. Kendisinin halkına sunmayı istediği anlamlarda “viktoryen” sıfatı, ahlaki sorumluluk ve düzen gibi çağırışımları olan bir kelimedir. Ne var ki bu sorumlul