A-2343-Perspective30-IC-email | Page 69

Moda Harper’s Bazaar Editörü HANDE KIZIL İLE MODA ÜZERİNE Ben modanın tüketim olduğunu düşünüyorum. Stil daha önemli. Herkesin kendine ait bir stili vardır. Ama bazen bazı şeyler sadece ulaşabildiğin kadarıyla sınırlı olduğu için Türkiye’de moda anlayışının biraz daha geliştiğini düşünüyorum. Bizim sektörümüz geliştikçe halkın modaya olan bakış açısı daha düşük bir hızla ilerliyor. Elif Şevval YÜRÜTEN [email protected] Perspective: Editörlüğe nasıl başladınız, editör olmaya ne zaman karar verdiniz? Hande Kızıl: Aslında bu çok eskilere dayanan bir hikaye. Ben kendimi bildim bileli editör olmak istiyordum, hep modayla ilgili şeyler yapmak istedim. Tasarımcı olmak değil de dergide moda editörü olmaktı isteğim ve aslında bugün bunu başardığımı görünce çok mutlu oluyorum. Çok büyük bir hayaldi bu benim için, çünkü dergiler ilan falan vermezler. Moda editörü okulu da yok. Ben de finans okudum, çünkü editörlüğün Türkiye’de meslek olarak yapılması biraz zordu. Bölümü yoktu. Yurtdışına gidecektim ama gidemedim. En yakın arkadaşımın arkadaşının ablası Marie Claire’de moda editörüydü ve onun yanına asistan olarak girdim. Orada bir buçuk sene devam ettim ve sonra işler birbirini kovaladı. Oradan sonra kendim editörlük yapmaya başladım. Yani yavaş yavaş basamak çıkmakla alakalı diyebilirim .Şimdi de 4 senedir Harper’s Bazaar’dayım. P: Severek takip ettiğin moda dergileri neler? H.K: Harper’s Bazaar. Hepsini okuyorum hepsini takip ediyorum ama severek baktıklarım Vogue ve Vogue Paris. Muse Magazine’i de çok beğeniyorum ona bakmaya çalışıyorum genelde. Numero’ yu çok beğeniyorum. Alternatif dergilere de göz gezdiriyorum mutlaka. Arada sırada eğlence olsun diye de Glamour’u da okurum. Moda kısmından çok güzellikle ilgili kısımlarına bakıyorum. 69 P: Moda editörü olmanın avantajları ve dezavantajları neler? H.K: En iyi yanı benim için sevdiğim şeyi yapabilmek, bence bu büyük bir şans. Hayattaki en büyük şanslardan biri diyebilirim. Tabii ki yine bütün o güzel kıyafetlerin, ayakkabıların ve aksesuarların arasında olabilmek benim enerjimi yükselten bir şey. Onlara giyebileceğim kıyafetler gözüyle bakmıyorum. Ben onlara hayran hayran bakıyorum. Onların arasında olabilmek onları kullanıyor olabilmek beni çok mutlu ediyor. Benim için avantajı bu. En büyük dezavantajı bir yerlere gidip dolaşmak istemiyorum. Alışveriş yapmak benim için çok hızlı bir hale dönüştü. Eskiden çok keyifli bir şeyken şimdi keyifli bir yanı kalmadı. Hızlı tüketim haline dönüştü. Bir de tabii çok uzun saatler çalışmak zorunda kalmak ve çok yorucu olması dezavantaj diyebiliriz. P: Türkiye’deki moda anlayışıyla ilgili ne düşünüyorsun?