A-2343-Perspective30-IC-email | Page 53

Perspective: Oyunculuğu tanımlarken her bir aktörün cümlesi farklı oluyor. Bu fark neden kaynaklanıyor olabilir? Senin oyunculuğa bakış açın nasıldır? Öykü Karayel: Bence bir oyuncunun, oyunculuğu algılayış biçimi tamamen özneldir. Ona ait bir şeydir. Fark da bundan kaynaklanıyor olabilir Bana kalırsa da oyuncu, oyuncu olduğunu unutmalıdır çoğu zaman. Sanırım benim beğendiğim birçok metin ve birçok yönetmen de bunu bekliyor. Bazı samimi ve sahici metinlerde ‘’oyunculuk’’, seyirciyi izlediği şeye bütünüyle yabancılaştırabiliyor. Ben genelde izlediğim şeyde doğallık arıyorum. Ama doğallıktan uzak olup da kendi içinde tutarlı ve sahici olan birçok farklı tarzda metin de içine çekebiliyor bazen beni. P: Oyunculuğun bir terapi şekli olduğunu düşünüyor musun? Hiç kişisel gelişimine katkı sağladığı oldu mu? Aşk? Olsun. Aile? Temizlenme. Özgürlük? Sadece fikirlerde. Ö.K: Yıldız Hoca da bir kere sahneye çıkmanın ona terapi gibi geldiğinden bahsetmişti. Ne demek istediğini anlasam da bunun benim hayatımda çok da karşılık bulduğunu söyleyemem. Kişisel gelişime gelirsek, herkesin mesleği, uğraşısı bir noktada gelişimine katkı sağlıyor bence. Bunu sadece oyunculuğun getirisi olarak algılamamak lazım. Overlokçu da olsam aynı olurdu, bankacı da... P: Üniversite hayatın nasıl geçti? Bir öğrenci olarak hocalarınla kurduğun ilişki nasıldı ? Ö.K: Fena bir okul hayatım olmadı. Ortalama bir öğrenciydim hep. Oyunculuk bölümünde okuduğumuzdan olsa gerek, hocalarımızla daha yakın ve daha duygusal bir bağ kurardık. Ama her öğrenci gibi ben de birçok hoca arasından, görüşünü kendime yakın hissettiğim hocadan daha çok şey öğrenmişimdir. Bu anlamda üniversite insanın işini biraz 53