48
birini de 1981-83
yılları
arasındaki mafya savaşları
oluşturuyor. Büyük
Mafya Savaşı birçok
kişinin
ölümüyle
sonuçlanıyor.
Savaştan büyük mafya
lideri Salvatore Riina önderliğindeki
Carleone ailesi galip
çıkıyor. Bu dönemlerde devletle ilişkiler de bozulmaya
başlıyor ve ileride
mafya tarafından öldürülecek olan İtalyan komünist partisi lideri Pio la Torre
öncülüğündeki parlamenterler mafyaya
karşı cephe alıyorlar. Bunun sonucunda
“Büyük Soruşturma” isimli operasyon
düzenleniyor ve Paolo Borselina ve Falcone isimli iki yargıç önderliğinde binlerce mafya üyesi tutuklanıyor. Tahmin
ettiğiniz gibi, mafya da bu operasyona
karşı sessiz kalmayarak ileriki yıllarda
iki yargıcı da öldürüyor. Bunun ardından ikinci bir operasyon olan “Temiz
Eller”, Savcı Di Pietro önderliğinde hayata geçiriliyor. Bu iki büyük operasyonun sonucunda en azından, 1993’te
Cosa Nostra nın Canavar lakaplı lideri
Riina’nın ve mafyayla ilişkili pek çok
siyasetçinin tutuklandığını söyleyebiliyoruz.
Mafya tarihindeki önemli olaylardan birini de 20.yüzyılın başında İtalya’dan
ABD’ye olan göç hareketi oluşturuyor.
New York, 20. yy başında ABD’deki İtalyan mafyasının üssü olarak kullanılıyor.
Özellikle 1920’li yıllara kadar, şehirde
‘Beş Nokta’ olarak bilinen Broadway’ye
yakın varoşlar gangsterlere yataklık ediyor. Bu dönemdeki mafya ‘Beş Nokta
Çetesi’ (Five Points Gangs) olarak anılıyor. Hatta Martin Scorsese’nin 2002 yapımı ‘Gangs of New York’ filmi bu dönemi anlatıyor.
1930’lara geldiğimizdeyse İtalyanlar ABD’deki diğer bütün grupları saf dışı bırakarak, yasadışı işlerin çoğunu ele geçiriyorlar. Al
Capone Chicago’da güçlenirken New
York’taki aileler gittikçe genişleyerek
büyük bir servetin sahibi oluyorlar. İşte
o dönem, Şubat 1930 ve 15 Nisan 1931
arası, tarihin en kanlı mafya savaşlarından birine, Castellammarese Savaşı’na
tanıklık ediyor. Öncelikle, Castellammarese Grubu, karşı tarafın lideri Joe
Masseria’yı öldürerek üstünlük kazanıyor. Ancak bu üstünlük fazla sürmüyor ve sonrasında Castellammarese
Grubu’nun başı Salvatore Maranzano
öldürülüyor. İntikam kurallarını takiben savaşın tekrar başlamasının önüne
geçmek isteyen Charles Luciano, nam-ı
değer Şanslı Luciano, ilk Komisyon’u
kuruyor. Bu Komisyon ile birlikte, mafyanın tüm kirli işleri New York’taki ‘Beş
Nokta Çetesi’, Magaddino Suç Ailesi ve
Chicago’daki büyük lider Al Capone tarafından yürütülmeye başlanıyor.
Aynı zamanda, ABD’de 1933’te içki yasağının da kaldırılmasıyla, Amerikan
mafyası; kumar, dolandırıcılık, tefecilik,
uyuşturucu kaçakçılığı ve fuhuş gibi işlere giriyor. Git gide
ABD’deki en büyük
ve en güçlü suç teşkilatı durumuna gelen mafya, kanundışı yollarla kazanılan
paraları otel, lokanta ve eğlence yeri
gibi alanlarda değerlendirmeye başlıyor. Ülkenin her
yanına dağılan La
Cosa Nostra (LCN)
denilen bu yirmi
dört ailenin her birinin başında don adlı
patronlar ve onların
altında yardımcılık
ve danışmanlık görevini üstlenen consigliere bulunuyor.
Ailenin kanuni ve kanundışı işleri, yardımcılara bağlı çalışan teğmenler (coporegime) ve onların askerleri tarafından
yürütülüyor.
Peki, böylesine uzun bir tarihe sahip
olan, yükselme ve gerileme dönemleriyle adeta bir imparatorluk süren mafyanın
günümüzde geldiği yer nedir? Diyebilirim ki, mafyanın İtalya ve Amerika’daki
ağırlığı giderek azalmaktadır. Öncelikle
1980’lerde ve 90’larda yargıçlar ve savcılar mafyaya karşı doğru bir tutum takınıyorlar ve bazı mafya üyeleri hapisten kaçmak amacıyla kutsal suskunluk
kanunu omerta’yı ihlal ediyorlar. İtalyan
ve Sicilyalı azınlıkların ABD toplumuyla
kaynaşması ve mafyanın kolayca eleman
bulamaması da sebeplerden birini oluşturuyor. Bugüne gelindiğinde, yapılan
tutuklamalardan sonra mafyanın iki ülkede de zayıfladığını söyleyebilsek de
tamamen yok edildiğinden bahsetmek
pek mümkün görünmüyor. Yine de tarihe geçen kitaplar ve en iyiler listelerinin başına yerleşen filmler ile mafyanın
etkisini hiçbir zaman kaybetmeyeceğini
söyleyebiliriz. P
Kaynakça:
w