E.V: Şişli Terakki Lisesi’ni bitirdiğimde
nispeten iyi bir İngilizce ile Brüksel’deki
bir Amerikan üniversitesine gittim; daha
sonra okulu İtalya’da bitirdim. Eğitimim
hep İngilizce idi ancak Fransızca ve İtalyanca ek dersler de alıyorduk. Fransa’daki
yüksek lisansım iki dilde, hem İngilizce hem Fransızca idi. Fransızcamı geliştirmek için çok yardımcı oldu ama beni
epey zorladı. Latin kökenli diller birbirine benzer. Yapısını mantığınıza oturtunca
dil öğrenmek kolay. Bol bol pratik gerekiyor. Fransızca da telaffuzu ve grameriyle
kolay dillerden biri değil. Fransızca yayınlar okunmasını, filmler izlenmesini ve bol
bol konuşulmasını tavsiye ederim.
P: Şu an sahip olduğunuz yaşam tarzınızın
temel hatlarını nasıl çizdiniz ve bu kararı
ne zaman verdiniz?
E.V: Lisedeyken beden eğitimi derslerine
girdiğimizde sınıfı hep ben ısıtmak isterdim; en sevdiğim dersti. Şişli Terakki
Lisesi’nin basketbol takımında oynadım.
Düzenli spora başlamam ise, yurtdışına
okumaya gittiğimde oldu. Harçlığımdan
spor salonuna bütçe ayırdım. 18 senedir
spor yapıyorum. Spor hayatımın hep bir
parçası. Zaten spor, yaşamımda olmazsa
bunca işe yetişemem. Enerjimi yüksek
tutmama yardımcı oluyor.
31
P: Çok takip edilen ve ilgi duyulan kitaplarınız var. Yazmak ve bilgilerinizi insanlarla paylaşmak sizin için ne ifade ediyor?
E.V: Yerli ve yabancı kaynakları okumak,
uzmanlarla konuşmak ve en önemlisi hepsini kendi üzerimde deneyimlemek bu kitapların kaynağı. Kendi yaşadığım her şeyi
yazdım. Günbegün notlar aldım. Yazmak
insanı netleştiriyor. Aslında ben daha çok
‘öğretmen’ olmak isterdim de annem beni
‘gazeteci’ olarak hayal ederdi. Büyüyünce
de ikisi de oldum. Yazdıklarım, paylaştıklarım, kitaplarım, seminerlerim, mesajlarımda hep bir ‘öğretmen’ edası var zaten.
Öğrenmeyi ve öğretmeyi çok seviyorum.
Herkesin bir yaşam misyonu var. Benimki
de ışığı yaymak; yani iyi bildiğim öğretileri
paylaşmak. Bunu hem seminerlerde anlatarak hem de yazarak iyi yapıyorum.
P: İlk spor kitabınız “60 Günde İdeal Vücut” birçok kişinin başucu kitabı olmuş
durumda. Kitapta nelerden bahsediyorsunuz ve sizce ideal vücut nasıl elde edilir?
E.V: Türkiye’yi kurgu bir romanda anlattığım ‘Öteki’ kitabımın dışında hep kişisel
gelişim kitapları yazıyordum. Spor ve beslenme ile kendi vücudumu değiştirmeye
başlayan sıkı bir kampa girince bunu kitaplaştırmak istedim. Gelişim ile ilgili bir
kitap yazarken bir süre belirtmekte fayda
var ki insanlar kendilerine belirgin bir
hedef koyabilsin. O yüzden de ilk etapta
kasların değişmesi için gereken süre olan
60 gün ile başladım. Yayınevi ile ilgi çeken
bu seriyi devam ettirmeye karar verdik.
Hemen akabinde yine ‘60’ geçen 60 Tarif’i
hazırladım. İdeal vücut ise bir günde yaratılmaz. Fit bir vücut, spor ve sağlıklı beslenmeyle belli bir sürede olur. Yaşam tarzı
haline gelirse kalıcı olur. Alışkanlık kazanmak gerekli. Bol su içmek, günde 5 öğün
az ve sık yemek, düzenli spor yapmak,
ruhu beslemek, meditasyon yapmak, dua
etmek hepsi bir bütün. İdeal vücut için
sağlıklı beslenme ağırlıklı olarak spor şart.
Spor yağ yaktırır, kas yapar, vücudu şekle
sokar, nefesi düzenler, toksin attırır.
P: Sizce ideal vücut için alışkanlıklarımızı
nasıl şekillendirmeliyiz?
E.V: Kasların kalıcı bir şekilde şekil alması
için en az 60 güne ihtiyacı var; yani 2-3
ayda vücudumuzun şeklini değiştirebiliriz. Alışkanlıkları değiştirmek için de
gereken süre 21 gün. Bu süreci başarıyla,
istikrarla atlatıp sonuca ulaştıktan sonra
arada bir kaçamak yapmak vücudunuza
zarar vermez. Zaten yeni bir yaşam alışkanlığına geçtiğiniz için spor size artık zor
gelmez. Sporsuz yaşayamazsınız. Sporun
verdiği enerjiyi ve güveni bir kez hissettiniz mi bırakmak istemezsiniz. Sağlıklı
beslenme de vücudun ihtiyacı olan tüm