?
kendini yeniden keşfetmeyen şehir
ölüdür.” Bu açıdan Dubai, hiç ölmeyecekmiş gibi; hiç ölmemek için yaşayan
bir şehir, küllerinden doğan bir anka
kuşu gibi, ama bunu süreklilik şeklinde gerçekleştiren, hızlı yaşayan…
Peki, bu hızlı yaşam, onun ömrünü kısaltıyor mu, alıntıdaki gibi bu görkemli
binalar hangi noktada şehri zehirlemeye
başlayacak, veya başlayacak mı?
Kent, ortalama standartta ve uzun süreli bir yaşam felsefesi benimsememekle
birlikte bunun sonucu Dubai’deki yapıların birçoğunun belki de ömürlerini
tamamlayamadan ortadan kaldırılmaları
gibi görünüyor. Bunun başlıca nedeni
ise kentin yüzyıllar değil kısa bir süre
öngörülerek yapılanmış olması. Oysa
mimaride ilerigörüşlülük ve kalıcılığın
önemli bir unsur olduğu kolayca kabul
edilebilir. Buna en güzel örneklerden
biri ise yeni açılan gökdelen, Burj Khalifa (Burj Dubai), ki 828 metre ile dünyanın en yüksek yapısı olma ünvanına sahip. Yorumlara göre ise binanın yapımı
tamamen bir hava atma projesi.
İsmi hala tüyleri ürperten Hitler döneminin, bir numaralı mimarının oğlu olan
Albert Speer Jr.’ın kendisi de bir mimar.
Kendini kentsel tasarıma adayan Albert
Speer Jr.’ın Spiegel dergisi ile röportajına
göre bina, Emirlik’in başarısızlığa uğramış kentsel tasarımının bir örneği. Speer
aynı zamanda kentin her şeyin mümkün
olduğu şeklindeki sanrı ile zehirlendiğini belirtiyor.
Dubai aynı zamanda dinamik yapısıyla
Türk yatırımcıların da ilgisini çekiyor.
Ortadoğu’nun en büyük gayrimenkul
etkinliği olarak kabul edilen Dubai Cityscape Global Fuarı’na Türkiye 32 gayrimenkul firmasıyla çıkarma yaptı. Ayrıca
fuar kapsamında düzenlenen yarışmada,
ticari proje kategorisinde Anadolu Gayrimenkul Yatırımları ile Rönesans İnşaat,
rezidans projesinde Varyap, karma - perakende projede Siyahkalem İnşaat yarışıyor. Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu’na göre ise:
“Türkiye Körfez ülkeleri için hala çok
cazip bir ülke. Fuar, körfez yatırımcısına
ulaşma anlamında çok büyük fırsatlar
sunuyor.”
çok düşük ücretlerle çalıştırılarak sömürülmesi yatıyor.’’
Hızlı yaşamı, Dubai’nin
ömrünü kısaltıyor
mu, görkemli binalar
hangi noktada şehri
zehirlemeye başlayacak
veya başlayacak mı?
Yine aynı fuarda sektör üreticilerini sevindirecek bir haber daha geldi.TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu sözcüsü Vedat Demiröz; “Ekonominin lokomotifi
olan inşaat sektörünün önünün açılması
için bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor.” dedi ve KDV, tapu harçları ve
damga vergisi konularında bir indirimin
sinyallerini verdi. Bu açıdan bakıldığında ise diyebiliriz ki Dubai’deki inşaat
sektörü Türk yatırımcılar içinde oldukça
verimli bir piyasa niteliği taşıyor. Konuya bu sektörün temel taşını oluşturan
inşaat işçileri açısından bakıldığında
ise durum hiç de iç açıcı gözükmüyor.
“Dubai’nin ihtişamlı görüntüsünün altında petrolün yanı sıra göçmen işçilerin
Dubai’de, Güney Asyalı inşaat işçileri;
düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini, kötü çalışma ve barınma koşullarını protesto etmek için 29 Ekimde greve
gitmişlerdi. Grev yapan işçilerin sayısı
başlangıçta dört bin iken, bu sayı birkaç
gün içerisinde yaklaşık kırk bine yükselmişti. Grevin yasak olduğunu hatırlatarak ve üzülerek belirtelim ki hükümet
bu hareketlere, yasağa karşı gelenleri
sınır dışı edeceğini açıklayarak ve birçok
işçiyi tutuklayarak cevap verdi. Fakat
bu tutumu işçilerin duruşunu değiştirmedi. İşçilerin genel taleplerini maaşlarının arttırılması, çalışma koşullarının
ve barınma olanaklarının iyileştirilmesi
oluşturuyordu. Bu işçiler arasında bahsettiğimiz Burj Dubai gibi gökdelenlerin
inşasında çalışanlar da vardı. Görkemli
binaların ardında pek o kadar görkemli olmayan hayatlar olduğunu üzülerek
fark ediyoruz. Grev nedeniyle inşaat
sektörü dururken, greve tepki gösteren
Birleşik Arap Emirlikleri bakanları işçileri suçlamaya devam ettiler. Fakat bu
tutumları uzun sürmedi. Kararlı inşaat
işçileri hükümeti ZۘH]Y[\