AAraştırma
EINSTEIN HASTALIĞI: DİSLEKSİ
Halk arasında zekâ geriliği, tıpta dâhilerin hastalığı...
u-
Merve KÖSE
[email protected]
D
46
isleksi, yeni neslin gelişmesiyle
birlikte adını çokça duyduğumuz
fakat geçmişi çok eskilere dayanıp
yeniden gündeme gelen çağımızın çocuklarının hastalığı... Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından disleksi, “geleneksel
eğitim ortamında, yeterli zekâya ve sosyokültürel fırsata sahip olmasına rağmen,
okumayı öğrenme güçlüğü ile kendini
gösteren bir bozukluk” olarak nitelendirilmiştir. Okuma, yazma, akıl yürütme,
sorunları çözme dinleme ve konuşmadaki öğrenme bozukluklarından muzdarip
çocuklar “dislektik” olarak adlandırılıyor.
Disleksi kelimesinin etimolojik olarak
baktığımızda da köke-
ninin Yunanca’daki “dyslexia” olduğunu
ve “kelime kullanımında yaşanan güçlük” anlamına geldiğini görüyoruz.
“Okul yıllarında kendimi oldukça bezgin
ve cesaretim kırılmış hissederdim. Kendini
sınıftan tamamen dışlanmış veya yarışın en
sonunda hissetmek berbat bir duyguydu.”
-Winston Churchill
Herhangi bir zihinsel sorunu, duyma ve
görme engeli olmayan bir öğrenci okuma yazmada zorluk çekiyorsa ilk akla
gelmesi gereken sorun disleksi olmalıdır.
Disleksiye dair ilk bulgular 1896 yılında
İngiliz Doktor W. Pringle Morgan tarafından elde edilmiştir. British Medical
Journal’de konu hakkında yayınlanan makalesinde 14 yaşındaki Percy isimli
çocuğun genel
davranış
analizinden yararlanmıştır. Percy yaşıtlarının yanındayken oyunlarda veya yarışlarda her zaman daha hızlı kavrayan bir
çocuk olmasına rağmen okumayı hala
öğrenememiş olmasıyla dikkat çekiyordu.
Disleksi dediğimizde akla ilk gelen belirtilerden biri olan harflerin ve kelimelerin
karıştırılması veya tersten okunması o
dönemin tıp dünyasında bu hastalığın
görme bozukluğundan kaynaklandığı
izlenimi uyandırmıştı ve tüm tıbbi çözümler görme duyusu üzerine oturtulmuştu. Bu bakış açısından yola çıkarak
Percy gibi birçok çocuğun üzerinde göz
eğitimleri yapıldı fakat günümüzde de
görüldüğü gibi göz eğitiminin disleksiyi
tedavi etmediği veya gerilemesine yardımcı olmadığı su götürmez bir gerçek.
“Ailedeki en yavaş kişi olduğumu düşünürdüm. Korkarım oldukça haklıydım ve bu
gerçeği kabul etmem gerekiyordu. Yazmak
ve hecelemek benim için kâbustu. Yazdığım
harfler asıllarından çok farklı oluyordu.
Okuma ve telaffuzum da felaket derecede kötüydü.” -Agahta Christie
Artık nörolojik kökenli bir
Çocuğum tembel mi yoksa
disleksi mi?