A-2343-Perspective30-IC-email 2015 | Page 43

Krizden korunmak adına atılan adımlar ve uygulanan politikalar dünyada ‘devlet’ tanımının değişmesine sebep oldu. %90’ı brokerlar tarafından ödenmekteydi. Brokerların yatırımcılara verdiği bu paranın da kaynağı şüphesiz bankalardı. Bu durum kendi içinde küçük bir döngü oluşturuyordu. Bu refah dönemine rağmen Avrupa’nın ihracat için getirdiği düzenlemeler Amerikan ihracatı önünde bir engel oluşturmaya başladı. Kısıtlanan Amerikan ihracatı ise tarım sektöründe üretim fazlalığı yarattı. Büyük Buhran’ın temellerini atan en önemli olaylardan bir tanesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan tekelleşmeydi. Küçük şirketler savaşın getirdiği zorluklar karşısında birleşmek durumunda kalmış, 1929 yılına gelindiğinde ise Amerikan Ekonomisi’nde çok az sayıda şirketin söz sahibi olmasına sebep olmuştur. Bu nedenle tek bir şirketin bile iflas etmesi ülke ekonomisinde büyük bir spekülasyon yaratabiliyordu. Kara Perşembe’ye yaklaşırken, Amerika’daki banka sisteminin kötü yapılanmış olması birçok problemi de beraberinde getirdi. Bankaların sermaye ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu. Ticari ve yatırım bankalarını birbirinden ayıran yasalar olmadığı gibi yatırımcılar senet aldıkları firmalar hakkında yeterince bilgiye de sahip değillerdi. Çünkü bu bilgiler yasalarca desteklenmiyordu. O yıllarda yönetimde olan Başkan Hoover’ın ekonomik anlamdaki tecrübesizliği de krizin yaşanmasının nedenlerinden biri olarak gösterilmekte fakat bu konudaki fikirler oldukça çeşitli. Hoover, liberal ekonomi anlayışına göre ekonomiye devlet müdahalesi yapmayı uygun görmemişti. Krize yapılan geç ve başarısız müdahalenin sonucu ise çok ağırdı. Verdiği kredileri geri alamayan Amerika, devlet bütçesini dengelemek adına vergileri arttırmış bunun sonucu olarak yüksek bir işsizl