D
Dosya
DÜNYAYI TANIYAN BİR GEZGİN HAZAL
YILMAZ İLE HER ŞEY ÜZERİNE…
Merve KÖSE
[email protected]
Ceren KÖKER
[email protected]
Perspective: Hazal Yılmaz kimdir? Bize
kısaca bahseder misiniz?
Hazal Yılmaz: Küçüklüğümden beri
yazı yazıyorum. Gazeteci bir aileden geliyorum zaten. Dolayısıyla benim için ilk
yazı deneyimi annem çalışırken yanındaki daktiloda “arkadaş arayan çocuk”
hikayeleri yazmaktı. Hep yazı yazan
biriyim diyorum bir şey anlatırken. Bir
yazar değilim ya da yayımlanmış bir kitabım yok. Sosyal medyanın yeni geldiği
noktada herkesin her şey olmak istediği
bir dünyada kendin olma savaşı veriyorsun sürekli. O yüzden bloggerım
demek istemiyorum artık ama yazdıklarımla hayata anlam vermeye çalışıyorum.
P: hazalyilmaz.com ve Çok Gezenler
Kulübü’nden önceki Hazal’ın hayatı
nasıldı? Bir dönüm noktası mı yaşadı
yoksa hep beklediği bir şey mi vardı
da fırsatını anca bulabildi? Özetle bütün bunlar nasıl başladı?
Her şeyi bıraktım. Ne
yapacağımı bilemediğim
bir ay geçirdim.
H.Y: Dayım çok gezer. Berlin’de yaşıyor
ama her yıl bambaşka yollardan arabayla
Türkiye’ye gelir. Biraz onunla başladı benim hayatım. Beni yazın alırdı, nereye
gidiyorsa ben de peşinden... AFS
ile 16 yaşımda Fransa’ya gittim. Üniversiteyi Fransa’da
okuyacağımı düşünüyordum, gidince yok
dedim ben buraya
dönmeyeceğim.
Bu sefer burs alıp
Amerika’ya gittim.
Reklam kökeninden geliyorum,
5 yıl reklamcılık
yaptım.
Orayı terk etmek
bir günlük bir
25
karardı. 2009 yılıydı ve o zaman blogging diye bir şey yoktu. O zamanlar K
Dergisi’ne edebiyat yazıları yazıyordum.
En sevdiğim işlerden biriydi. O zaman
yine reklamcılık yapıyordum ama reklamdan nefret ettiğim için o iyi geliyordu. Reklamın kreatif yönünü seviyordum ama dönüştüğü noktada pazarlama
kısmında biraz problem yaşıyordum. O
yüzden her şeyi bıraktım. Ne yapacağımı da tam bilmediğim 1 ay geçirdim.
Sonra bir şeyler yazmaya başladım. Yazıyordum aslında ama İstanbul üzerine
yazılar değillerdi. Sonra nasıl geliştiğini
bilmiyorum. Bunun bir iş olmasını düşünerek başlamadım.
P: Bir yazınızda İstanbul deftercilerinizden bahsediyordunuz. Teknoloji çağında yaşadığımız aşikâr ama yeni bir
defterin ilk boş sayfasını el yazısıyla
doldurmanın verdiği heyecan apayrı bir
olay. Teknik sorunlarınızı tek başınıza